الإنجليزية - التركية
تعريف a forward spin given to the ball by hitting it on or near the top في الإنجليزية التركية القاموس.
- top
- {i} tepe
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
-Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.
O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
-He lives at the top of the hill.
- top
- {i} uç
- top
- {i} tepe nokta
- top
- (Bilgisayar) yukarı
- top
- (Bilgisayar) yukarıya
- top
- gölgede bırakmak
- top
- (Bilgisayar) üstten
- top
- kap
- top
- en üst kat
- top
- başına varmak (bir yerin)
- top
- yatırmak
- top
- üstünden geçmek
- top
- üstünü örtmek
- top
- üstünde bulunmak
- top
- doruk
- top
- en üstün yer
- top
- {s} en iyi
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
-Many top athletes take ice baths after workouts.
Tom en iyi bir özel okula gidiyor.
-Tom goes to a top private school.
- top
- enen üst
- top
- en üstünzirve
- top
- en üstteki
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a forward spin given to the ball by hitting it on or near the top في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- top
a forward spin given to the ball by hitting it on or near the top
الواصلة
a for·ward spin giv·en to the Ball by hit·ting it on or near the topالتركية النطق
ı fôrwırd spîn gîvın tı dhi bôl bay hîtîng ît ôn ır nîr dhi tôpالنطق
/ə ˈfôrwərd ˈspən ˈgəvən tə ᴛʜē ˈbôl ˈbī ˈhətəɴɢ ət ˈôn ər ˈnər ᴛʜē ˈtôp/ /ə ˈfɔːrwɜrd ˈspɪn ˈɡɪvən tə ðiː ˈbɔːl ˈbaɪ ˈhɪtɪŋ ɪt ˈɔːn ɜr ˈnɪr ðiː ˈtɔːp/
Resimler
المفضلات