a fictitious tale or narrative, professing to be conformed to real life; esp

listen to the pronunciation of a fictitious tale or narrative, professing to be conformed to real life; esp
الإنجليزية - التركية

تعريف a fictitious tale or narrative, professing to be conformed to real life; esp في الإنجليزية التركية القاموس.

novel
roman

Onun romanları genç kişiler arasında ünlüdür. - His novels are popular among young people.

Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor. - One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.

novel
(isim) roman
novel
{s} orijinal, değişik, alışılmışın dışında olan
novel
değişik
novel
orijinal
novel
(Gıda) yeni geliştirilen
novel
tuhaf
novel
alışılmamış
novel
yeni

Aklıma yeni bir fikir geldi. - A novel idea occurred to me.

Onun yeni romanı çoksatar oldu. - Her new novel has become a best seller.

novel
Alışılmışın dışında, özgün, kendine has

A novel understanding.

novel
novelist romancı
novel
{s} yeni çıkmış
novel
{s} acayip
novel
alışılmışın dışında
novel
roman yazarı

Roman yazarı çalışma için malzemeleri topladı. - The novelist gathered materials for his work.

O sadece bir doktor değil, aynı zamanda çok ünlü bir roman yazarıdır. - Not only was he a doctor, he was also a very famous novelist.

الإنجليزية - الإنجليزية
novel
a fictitious tale or narrative, professing to be conformed to real life; esp

    الواصلة

    a fic·ti·tious tale or narrative, professing to be conformed to re·al life; esp

    النطق

المفضلات