a disputant who advocates reform

الإنجليزية - التركية

تعريف a disputant who advocates reform في الإنجليزية التركية القاموس.
reformer: {i} reformcu
Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor. - Reformers aim to improve the government.
crusader: (Askeri) CRUSADER (F-8): Düşman hava araçlarını önleyip tahrip etmek ve kıta desteği sağlamak için uçak gemilerinden faaliyette bulunacak şekilde imal edilmiş, tek motorlu, tek kişilik her türlü havada harekete elverişli ses üstü jet avcı uçağı, Silahları arasında Sidewinder füzeler, roketler ve toplar bulunmaktadır. Havada yakıt ikmali yapabilir. Bu uçağın her türlü havada hareket veya keşif kabiliyetine sahip diğer modelleri de vardır. F-8 olarak adlandırılır
crusader: {i} Haçlı
reformer: {i} yenilikçi
reformer: {i} devrimci
crusader: mücadele eden kimse
crusader: {i} bir davanın hararetli taraftarı
crusader: {i} mücâdeleci
reformer: düzeltimci
reformer: {i} ıslahatçı
reformer: {i} düzelten kimse
reformist: {i} devrimci
reformist: {i} reformcu
reformist: islahatçi