a dialog which lets you search for particular words, phrases, or formatting

listen to the pronunciation of a dialog which lets you search for particular words, phrases, or formatting
الإنجليزية - التركية

تعريف a dialog which lets you search for particular words, phrases, or formatting في الإنجليزية التركية القاموس.

find
{f} bulmak

Onun ofisini bulmak kolaydı. - It was easy to find his office.

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding her office was easy.

find
{i} bulma

Onun ofisini bulmak kolaydı. - Finding his office was easy.

Onun ofisini bulmak kolaydı. - It was easy to find his office.

find
{i} bulunan şey
find
{i} keşif

O eski kitap gerçek bir keşiftir. - That old book is a real find.

find
çıkarmak
find
{i} bulgu

Çoğu bilim adamı, onun bulgusunun birazını düşünür. - Most scientists think little of his finding.

Benim bulgularım durumun böyle olmadığını gösteriyor. - My findings suggest that that is not the case.

find
buluş

Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır. - The coffee has got to be as hot as a girl's kiss on the first date, as sweet as those nights in her arms, and as dark as the curse of her mother when she finds out.

find
tapmak
find
{f} bul

Onun görünümünü çekici bulurum. - I find her appearance attractive.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

find
kendini göstermek
find
{f} sağlamak
find
{f} karara varmak
find
{f} (found) bulmak, keşfetmek
find
tedarik etmek
find
(fiil) bulmak, keşfetmek, rastlamak, sağlamak, geçindirmek, bakmak, karara varmak
find
{f} bakmak

Fadıl'ın, çocuklarına bakmak için bir iş bulması gerekiyordu. - Fadil needed to find a job to support his children.

Sami'nin, çocuklarına bakmak için bir iş bulması gerekiyordu. - Sami needed to find a job to support his children.

find
{f} rastlamak
find
{f} keşfetmek
الإنجليزية - الإنجليزية
find
a dialog which lets you search for particular words, phrases, or formatting

    الواصلة

    a di·a·log which lets you search for par·ti·cu·lar words, phrases, or for·mat·ting

    النطق

المفضلات