a course of study or domain of knowledge or practice

listen to the pronunciation of a course of study or domain of knowledge or practice
الإنجليزية - التركية

تعريف a course of study or domain of knowledge or practice في الإنجليزية التركية القاموس.

field
{i} tarla

Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi. - The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.

Bazı insanlar tarlalarda çalışıyorlar. - Some people are working in the fields.

field
{i} savaş alanı

Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı. - The wounded soldiers were left in the field.

field
{f} cevabı yapıştırmak
field
{i} çalışma alanı

Tom'un çalışma alanı hukuktur. - Tom's field of study is law.

O benim çalışma alanım değil. - That is not my field of work.

field
cevaplandırmak
field
mera

Meralarda dolaşmayı severim. - I like to roam about the fields.

field
otlak
field
açık arazi
field
çalışma

Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar. - Black people were compelled to work in cotton fields.

Ana çalışma alanınız nedir? - What's your major field of study?

field

Bilgisayarlar her yeri işgal etti. - Computers have invaded every field.

field
{i} saha

O bizim beyzbol sahamızdır. - That is our baseball field.

Saha gezisini çok eğitici buldum. - I found the field trip very educational.

field
fırsat
field
{i} çayır; otlak, mera
field
(Tıp) Saha, alan
field
{f} (bir spor takımını) sahaya çıkarmak
field
(fiil) sahaya çıkarmak, cevabı yapıştırmak, top atmak (kriket)
field
top oyunlarında meydancı olmak
field
oyun sahası
الإنجليزية - الإنجليزية
field

He was an expert in the field of Chinese history.

a course of study or domain of knowledge or practice

    الواصلة

    a course of stu·dy or do·main of knowl·edge or prac·tice

    التركية النطق

    ı kôrs ıv stʌdi ır dōmeyn ıv nälıc ır präktıs

    النطق

    /ə ˈkôrs əv ˈstədē ər dōˈmān əv ˈnäləʤ ər ˈpraktəs/ /ə ˈkɔːrs əv ˈstʌdiː ɜr doʊˈmeɪn əv ˈnɑːləʤ ɜr ˈpræktəs/
المفضلات