Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
 - My father bought some CDs for my birthday.
Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
 - He got a broken jaw and lost some teeth.
Biraz kahve ister misin?
 - Would you like some coffee?
Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.
 - I need some body lotion.
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
 - Some doctors say something to please their patients.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
 - Some read books just to pass time.
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
 - Some went on foot, and others by bicycle.
Bazı hayvanlar tırmanmada çok iyidirler.
 - Some animals are very good at climbing.
Tom bazı çok iyi sorular sordu.
 - Tom asked some very good questions.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
 - Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Tom bir parça müzisyen.
 - Tom is something of a musician.
O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağışta bulunan birinin adı verildi.
 - That charity is named after someone who contributed about two billion yen.
Biz araba içinde yaklaşık 100 mil katettik.
 - We covered some 100 miles in the car.
Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı.
 - Sami kidnapped something like a hundred women.
Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu.
 - The legal costs set him back something in the order of £9,000.
Bu evle ilgili acayip bir şey var.
 - There's something strange about this house.
O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
 - That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
Mikroskop altında, bazı virüsler oldukça güzel görünür.
 - Under a microscope, some viruses appear quite beautiful.
O, oldukça sık olan bir şeydir.
 - That's something that happens quite often.
İngiliz önerisinin bazı bölümleri kabul edilemez görünüyor.
 - Some parts of the British proposal seem unacceptable.