Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
 - My heart beats fast each time I see her.
Beş çarpı iki ona eşittir.
 - Five times two equals ten.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
 - There were no railroads in Japan at that time.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
 - I think it's time for me to say goodbye.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
 - If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
 - How much time does she need to translate this book?
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
 - That castle was built in ancient times.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
 - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
 - He will be in London at this time tomorrow.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
 - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Ne zaman geri döneceksin?
 - What time will you be back?
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
 - Some read books just to pass time.