O, uçurumun kenarında durdu.
 - He stood on the edge of the cliff.
Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.
 - The search party found him lying at the foot of a cliff.
Kayalık yolun üzerine yuvarlanır.
 - The cliff hangs over the road.
Dün bir araba kayalıklara yuvarlandı.
 - Yesterday a car fell over the cliff.
Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.
 - The tragedy left a scar on my mind.
Eski ev bir falez üzerinde bulunuyor.
 - The old house stands on a cliff.
Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.
 - Tom showed Mary the scar on his leg.
Hâlâ o kazadan kalma bir yara izim var.
 - I'll still have a scar from that accident.