I know Tom is connected.
- Tom'un bağlı olduğunu biliyorum.
Tom hasn't connected to the Internet yet.
- Tom henüz internet'e bağlı değildi.
It is often necessary to depend upon others.
- Başkalarına bağlı olmak sık sık gereklidir.
He was bound hand and foot.
- Onun eli kolu bağlıydı.
We are bound to each other by a close friendship.
- Biz yakın bir dostluk ile birbirimize bağlıyız.
Tom was very attached to the golf clubs that his father had given him.
- Tom, babasının ona vermiş olduğu golf kulübüne çok bağlı idi.
I'm really attached to my mother.
- Anneme gerçekten bağlıyım.
Tom is still dependent on his parents.
- Tom hâlâ anne ve babasına bağlıdır
Tom and Mary are dependent on each other.
- Tom ve Mary birbirlerine bağlılar.
I'm tied up right now.
- Ben şu anda bağlıyım.
He demanded that the savage dog be kept tied up.
- O, vahşi köpeğin bağlı tutulmasını istedi.
Pain is inevitable. Suffering is optional.
- Ağrı kaçınılmazdır. Acı isteğe bağlıdır.
Wearing green is optional.
- Yeşil giymek isteğe bağlıdır.
Tom and Mary are both very devoted parents.
- Tom ve Mary ikisi de ebeveynlerine çok bağlılar.
She is devoted to her three children.
- O üç çocuğuna içten bağlıdır.
The royal jewels are kept under lock and key.
- Kraliyet mücevherleri kilit ve anahtara bağlı tutulur.
Tom is not affiliated with Disneyland.
- Tom, Disneyland'a bağlı değildir.
That branch is affiliated to the miners' union.
- Bu şube madenciler sendikasına bağlıdır.
He played the Liszt sonata blindfolded.
- O, Liszt sonatını gözleri bağlı çaldı.