التركية - الإنجليزية
تعريف şeni في التركية الإنجليزية القاموس.
- immoral, wicked, morally abhorrent
- vile, foul, abominable
- gross
- vile
- şen
- gay
- şen
- merry
- şen
- cheerful
- şen
- genial
- şen
- perk
- şen
- joyous
- şen
- intact
- şen
- frolicsome
- şen
- playful
- şen
- jocose
- şen
- debonair
- şen
- good-humoured
- şen
- joyous, cheerful, cheery, good-humoured, gleeful, gay, jovial, blithe
- şen
- jocund
- şen
- jaunty
- şen
- breezy
- şen
- well-populated and prosperous, flourishing, thriving (place)
- şen
- merrymaking
- şen
- happy; merry
- şen
- eupeptic
- şen
- airy and full of light, cheerful-looking (place)
- şen
- sportive
- şen
- cheery
- şen
- gleeful
- şen
- blithe
- şen
- convivial
- şen
- jolly
- şen
- mirthful
- şen
- sprightly
This old guy is still sprightly.
-Bu yaşlı adam şen şakrak.
- şen
- cockahoop
- şen
- arch
- şen
- festal
- şen
- winsome
- şen
- iocund
- şen
- lightsome
- şen
- gamesome
- şen
- {s} rosy
- şen
- frolic
- şen
- lighthearted
- şen
- airy
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف şeni في التركية التركية القاموس.
- Kötü, çirkin, tuhaf
- (Osmanlı Dönemi) kötü, çok fenâ, çirkin, günahlı iş
- Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- ŞENİ
- (Hukuk) Kötü, fena, alçak, utanılacak şey
- ŞENİ'
- (Osmanlı Dönemi) (Şeni'a) Kötü, çok fena, çirkin, günahlı i
- ŞEN
- (Osmanlı Dönemi) Göze ve gönüle hoş görünen hal
- ŞEN
- (Osmanlı Dönemi) Sevinçli, ferahlı
- ŞEN
- (Osmanlı Dönemi) f. Naz, eda, cilve
- ŞEN
- (Osmanlı Dönemi) Bayındır, ma'mur
- şen
- Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli: "Şen kahkahalar yükseliyorken evinizden / Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden."- Y. K. Beyatlı
- şen
- Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli
- şen
- Neşe belirtisi olan (şey)
- şen
- Sevinçli, neşeli
- şen
- Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
- şen
- Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli: "Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır."- R. Enis