Young girls' desire for slim figures is strong.
- Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.
I can't make out these figures.
- Bu şekilleri anlayamam.
Some important geometric shapes are the triangle, the square, the rectangle, the circle, the parallelogram and the trapezium.
- Bazı önemli geometrik şekiller üçgen, kare, dikdörtgen, daire, paralelkenar ve ikizkenar yamuktur.
Modern bridges are similar in shape.
- Modern köprüler şekil olarak benzer.
Buddha, impressed by the rabbit's efforts, raised him unto the moon and set him in that form forever more.
- Tavşanın çabalarından etkilenen Buddha onu aya kadar yükseltti ve onu sonsuza kadar bu şekilde bıraktı.
A form appeared from over there.
- Oradan bir şekil ortaya çıktı.
Patterns of married life are changing a lot.
- Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
Britain faced dangerously low supplies of food.
- İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi.
Mary laid on her bed, crying with her face buried into her pillow.
- Mary yatağına uzandı, yüzü yastığına gömülü şekilde ağladı.
The refugee crossed the line safely.
- Mülteciler güvenli bir şekilde sınır çizgisini geçtiler.
At the bus stop, people waited in orderly lines, but as soon as the bus pulled up, the line broke up.
- Otobüs durağında,insanlar düzgün bir şekilde sırada beklediler.Filhakika otobüs durur durmaz sıra bozuldu.
A wise man would not act in that way.
- Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Hanako turned out to be a surprisingly nice person.
- Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.
Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
- Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.