التركية - الإنجليزية
تعريف üstün körü في التركية الإنجليزية القاموس.
- cursory
- Brief or broad; not close, cautious, nor detailed
Most junk mail requires only a cursory glance.
- {a} hasty, quick, careless, slight
- rapid and superficial
- brief or broad; not close, cautious or detailed
- Running about; not stationary
- {s} superficial, perfunctory, brief, hasty
- hasty and without attention to detail; not thorough; "a casual (or cursory) inspection failed to reveal the house's structural flaws"; "a passing glance"; "perfunctory courtesy"
- A cursory glance or examination is a brief one in which you do not pay much attention to detail. Burke cast a cursory glance at the menu, then flapped it shut = perfunctory. done very quickly without much attention to details cursory glance/look (cursorius , from currere; CURRENT)
- Characterized by haste; hastily or superficially performed; slight; superficial; careless
- üstünkörü
- cursory
- üstünkörü
- {s} superficial
- üstünkörü
- casual
- üstünkörü
- loose
- üstünkörü
- casually
- üstünkörü
- glib
Are you going to give me a glib answer, or are you going to think before you reply?
-Bana üstünkörü bir cevap mı vereceksin yoksa cevap vermeden düşünecek misin?
- üstünkörü
- slipshod
- üstünkörü
- sketchy
- üstünkörü
- shallow
- üstünkörü
- superficial, skin-deep, cursory; superficially
- üstünkörü
- slight
- üstünkörü
- scratchy
- üstünkörü
- perfunctory
- üstünkörü
- in a slapdash manner, very cursorily; superficially; very casually
- üstünkörü
- skin-deep
- üstünkörü
- slapdash, very cursory; superficial; very casual
- üstünkörü
- trifling
- üstünkörü
- perfunctorily
- üstünkörü
- skin deep
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف üstün körü في التركية التركية القاموس.
- üstünkörü
- İnceliklerine inmeden, özen göstermeden (yapılan), gelişigüzel, sathî
- üstünkörü
- Yüzeysel, gereği gibi olmayan, şöyle böyle: "Üstünkörü yapılmış iskeleye ayak basar basmaz gıcırtıları her hâlde duyulacaktır."- R. H. Karay. Özen göstermeden yapılan
- üstünkörü
- Yüzeysel, gereği gibi olmayan, şöyle böyle
- üstünkörü
- İnceliklerine inmeden, özen göstermeden, gelişigüzel, sathi: "Annesiyle bir hafta evvel yaptığı görüşmeyi üstünkörü anlattı."- S. F. Abasıyanık
- üstünkörü
- belenarı