özelliği

listen to the pronunciation of özelliği
التركية - الإنجليزية
like

It looks like Google deprecated that functionality. - Görünüşe göre Google o özelliği artık kullanmıyor.

feature in
özellik
characteristic

Japan has many different characteristics. - Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.

The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees. - Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.

özellik
{i} feature

She was a girl with finely chiseled features. - O, ince yontulmuş özelliklere sahip bir kızdı.

Could you explain all the safety features to me once again? - Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?

özellik
{i} speciality
özellik
property

It's a very large property. - Bu çok büyük bir özellik.

Superconductivity is a physical property. - Süperiletkenlik fiziksel bir özelliktir.

özelliği olmayan
featureless
özellik
{i} attribute
özellik
characteristics

The Japanese language has many distinctive characteristics. - Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.

Japan has many different characteristics. - Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.

özellik
{i} quality
özellik
peculiarity
özellik
{i} attribution
özellik
feature, peculiarity, character, characteristic, attribute, property, qualification, quality, nature
özellik
hallmark
özellik
texture
eksen özelliği
(Muzik) tonality
tepki özelliği
(Bilgisayar) response characteristics
özellik
(Bilgisayar) option
özellik
streak
özellik
stamp
özellik
particulate
özellik
qualification
özellik
commonality
özellik
plate-mark
özellik
particularization
özellik
specific

The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner. - Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.

Specifications and price are subject to change. - Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.

özellik
strain
özellik
singular
özellik
characteristic feature
özellik
privateness
özellik
private
özellik
hall mark
özellik
particularity
özellik
character

The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees. - Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.

These are characteristics of the spoken language. - Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.

özellik
singularity
özellik
nature
özellik
trait

Courage is a wonderful trait. - Cesaret harika bir özelliktir.

Woman's intuition is clearly a valuable trait. - Kadının sezgisi açıkça değerli bir özelliktir.

özellik
individuality
özellik
point

I want to emphasize this point in particular. - Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.

The teacher particularly emphasized that point. - Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.

özellik
eligibility
birleşme özelliği
Associative proverty
fokurdama özelliği olan
The bubble feature
özellik
genius
özellik
specification

Specifications and price are subject to change. - Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.

alet özelliği
tool feature
alev ilerletmeme özelliği
(Askeri) flame retardent characteristic
askeri işgal kuvvetleri uzmanlığı/askeri işgal özelliği
(Askeri) military occupational specialty
atina dil özelliği
atticism
başlıca özelliği
strong point
belirgin özelliği olmak
typify
belli bir ses özelliği olmayan
toneless
deniz nakliyesini geliştirme özelliği
(Askeri) sealift enhancement feature
dokuma özelliği
texture
dost/düşman tanıma / seçmeli tanıma özelliği
(Askeri) identification, friend or foe/selective identification feature
durgun olma özelliği az olan
(Askeri) weakly stationary
eski özelliği kalmamış kimse
has-been
harita özelliği ekle
(Bilgisayar) add map feature
ikilik özelliği
dichotomy
ikincil cinsiyet özelliği
(Denizbilim) secondary sex characteristic
ikincil olma özelliği
secondariness
ilaç özelliği olan
medicinal
iletken olma özelliği
(Biyokimya) conductibility
istikrar artırma özelliği
(Askeri) stability augmentation feature
kent dil özelliği
(Dilbilim) urbanism
kişi özelliği
selfhood
kişilik özelliği
personality trait
lezzet özelliği
taste property
liste özelliği
(Bilgisayar) list property
mum gibi olma özelliği
waxiness
okuma özelliği
(Bilgisayar) read property
paket özelliği
(Bilgisayar) packet privacy
patlama özelliği
explosiveness
patlama özelliği olan
eruptional
pek bir özelliği yok
it's nothing special
personel özelliği
(Askeri) personnel specification
sesi şiddetlendirme özelliği
resonance
seçici tanım özelliği
(Askeri) selective identification feature
sonlu kesişim özelliği
(Matematik) finite intersection property
sonucu belirleme özelliği olan
(Hukuk) decisive
sıvıların kılcallara nüfuz etme özelliği
capillarity
tane özelliği
nature of particles
tekrar emilme özelliği
resorbance
toksin yapabilme özelliği
(Tıp) toxigenicity
ton özelliği
tonality
uygulama özelliği
(Bilgisayar) application property
veri özelliği
data attribute
video özelliği
(Bilgisayar) video property
yalıtım özelliği
insulating property
yeniden emme özelliği
resorbance
yön seçme özelliği
(Askeri) heading select feature
zemin özelliği
ground conditions
çabuk iyileşme özelliği
resilience
özellik
specialty
özellik
plate mark
özellik
special feature, peculiarity, characteristic
özellik
cachet
özellik
quiddity
özellik
phil. attribute, property
özellik
characteristic , feature
özellik
special feature
özellik
particular

Tom wasn't feeling particularly talkative. - Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.

I am pleased with this vivid portrait in particular. - Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.

özellik
idiosyncrasy
özellik
special

It is important to pay special attention to your love life. - Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.

özellik
(Nükleer Bilimler) features

Could you explain all the safety features to me once again? - Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?

Can you tell us about some of the natural features of that area? - O bölgenin doğal özelliklerinin bazılarından bahsedebilir misiniz?

özellik
characteristic, feature
özellik
lineament
التركية - التركية

تعريف özelliği في التركية التركية القاموس.

Özellik
hususiyet
özellik
Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet: "Her kadının kendine göre bir özelliği oluyor."- H. Taner
özellik
Herhangi bir durumu gösterebilme yeteneği
özellik
Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet
özelliği
المفضلات