örmek

listen to the pronunciation of örmek
التركية - الإنجليزية
knit

She spent many days knitting a sweater for him. - Ona bir kazak örmek için günler harcadı.

She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on. - Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.

weave
plait
hand knit
twine
(çelenk) twine
build
to knit; to darn; to braid, plait
to weave (using reeds, canes, osiers, wire)
entwist
(duvar) bond
to build (a wall); to lay, bond (bricks or stones)
to knit; to darn; to weave; (saç) to plait, to braid; to build, to lay
(saç) braid
spin
braid
darn
interweave
raddle
örme
knitting

Have you finished knitting that sweater? - O kazağı örmeyi bitirdin mı?

She spent many days knitting a sweater for him. - Ona bir kazak örmek için günler harcadı.

örme
weaving
örme
weave

My grandmother likes to weave things. - Büyük annem giysiler örmeyi seviyor.

This type of spider doesn't weave a web. - Bu türde örümcekler ağ örmezler.

örgü örmek
to knit
örgü örmek
knit

She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on. - Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.

ayak kısmını örmek
foot
birbirini örmek
intertwine
duvar örmek
put up a wall
duvar örmek
(İnşaat) bond
ör
{f} knitted

She knitted her father a sweater. - Babasına bir kazak ördü.

She wore a sweater that she'd knitted herself. - Kendi ördüğü kazağı giydi.

ör
{f} plait
ör
{f} braid

Tom braided Mary's hair. - Tom Mary'nin saçını ördü.

Can I braid your hair? - Ben senin saçını örebilir miyim?

ör
{f} knitting

My sister has been knitting since this morning. - Kız kardeşim bu sabahtan beri örgü örüyor.

She put her knitting aside and stood up. - Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

ör
{f} tat

Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring. - Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.

I am adding examples to Tatoeba. - Tatoeba'ya örnekler ekliyorum.

ör
{f} braiding
ör
darn
ör
knit

She knit him a sweater for his birthday. - O, ona doğum günü için bir kazak ördü.

She was busy with her knitting. - O, örgüsüyle meşguldü.

örme
{i} braiding
dantel örmek
knit lace
ağ örmek
to make a net
başına çorap örmek
to get sb into trouble
birlikte örmek
interweave
duvar köşesi örmek
quoin
duvar örmek
mason
duvar örmek
to put up a wall
elde örmek
hand knit
etrafına duvar örmek
wall in
hasır ile örmek
mat
kazak örmek
knit a sweater
kazak örmek
knit a pullover
kazak örmek
knit a jumper
taş ile örmek
mason
ters ilmikle örmek
seam
tuğla ile örmek
brick
tuğla ile örmek
to brick
çubuklarla örmek
wattle
ör
pleach
örme
(wall) built of stones or brick laid according to a pattern; bonded
örme
knitting; plaiting; darning; knitted; plaited; darned
örme
darning
örme
knitted; darned; braided; plaited; woven
örme
plaiting
örme
netting
örme
knitting; darning; braiding, plaiting; weaving
التركية - التركية
İplik, yün, tel, saz gibi şeyleri birbirine dolayarak işlemek veya tezgâhta dokumak: "Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o!"- S. F. Abasıyanık
Saç, yele gibi şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak
Bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak
Telleri birkaç bölüme ayırıp bir birine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak
İplik, yün, tel, saz gibi şeyleri birbirine dolayarak işlemek veya tezgâhta dokumak
Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak: "Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz."- A. Ş. Hisar
Duvar yapmak veya onarmak
Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak: "Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm."- B. Felek
Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak
Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak: "Bu yeni zevke göre, şiir ve nesir örenler yok."- Y. K. Beyatlı
Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak
ör
Geniş bir görüş sağlamak için yüksek bir yere yapılan küçük kule ya da bahçe köşkü
ör
çit, perde
örme
Keklik ve sülün avında kullanılan tuzak
örme
Hayvana veya arabaya yük sarmak için kullanılan uzun ip
örme
Örmek işi
örme
Keçi kılından yapılmış urgan
örme
Harman döverken atların dizilerek kalın ve uzun iple bağlanması
örme
Örmek işi. Örülerek yapılmış: "Üstüne açık kahverengi yün örme bir ceket giymişti."- P. Safa
örme
Hayvan bağlanan ip
örme
Kıldan örülmüş kalın ip
örme
Örülerek yapılmış
örme
Genelde büyük baş hayvanları bağlamak için kullanılan bir tür ip
örmek
المفضلات