öğrenilmiş

listen to the pronunciation of öğrenilmiş
التركية - الإنجليزية
learned

Bullying is a learned behavior. - Zorbalık öğrenilmiş bir davranıştır.

inbred
öğren
learn

It's hard to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

Learning a foreign language is difficult. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

öğren
{f} learning

She is learning the piano. - O, piyanoyu öğreniyor.

I am learning a little English. - Ben biraz İngilizce öğreniyorum.

öğren
{f} learned

I learned to play guitar when I was ten years old. - On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

Finally we have learned the truth. - Sonunda,gerçeği öğrendik.

öğren
{f} learnt

Soon learnt, soon forgotten. - Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.

I learnt nothing from the teacher. - Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

başkasından öğrenilmiş
secondhand
kendi kendine öğrenilmiş
self taught
rip öğrenilmiş yönler
rip-learnt routes
öğren
internalize