çok şey

listen to the pronunciation of çok şey
التركية - الإنجليزية
lots of things

I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind. - Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.

Tom has lots of things to tell Mary. - Tom'un Mary'ye söyleyecek çok şeyi var.

How strange!/What an odd business!
much

How come you know so much about Japanese history? - Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?

We expect much of him. - Biz ondan çok şey bekliyoruz.

great deal

You seem to know a great deal about Tom. - Tom hakkında çok şey biliyor gibi görünüyorsun.

His talk led me to believe that he knows a great deal. - Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.

many things
çok şey isteyen
demanding
çok şey vaadeden
toward
çok istenen şey
prize
çok etkili şey
blockbuster
devasa ve çok çirkin şey
monstrosity
çok şey!
how strange!
hakkında daha çok şey bilmek
have the advantage of smb
küçücük ama çok etkili şey
mustard seed
yanınızda taşımak için çok fazla şey almışsınız
You have too much carry on baggage
çok ağır şey
dead weight
çok büyük şey
spanker
çok büyük şey
immensity
çok kalitesiz şey
stinker
çok komik şey
scream
çok komik şey
panic
çok kısa süren şey
snatch
çok ucuz şey
snip
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) MECNEB
çok şey
المفضلات