çile

listen to the pronunciation of çile
التركية - الإنجليزية
ordeal

Tom couldn't talk about his ordeal with anyone. - Tom çilesini biriyle konuşamadı.

Tom told Mary about last night's ordeal. - Tom Mary'ye dün geceki çileden bahsetti.

suffering

Her hair grayed with suffering. - Çile çekmekten saçı ağardı.

trial
hasp
hank, skein; bowstring
tribulation
a dervish's forty-day period of retirement and fasting
skein
suffering, trial, ordeal
(Tekstil) finish
cross
bowstring
hanks
{i} hank
{i} mortification
çile boyama makinesi
hank dyeing machine
çile ipliği
hank yarn
çile merserizasyonu
hank mercerizing
çile taşıyıcı
hank holder
çile yıkama makinesi
hank washing machine
çile çekmek
to undergo a severe trial, suffer an ordeal
çile çekmek
to suffer a lot
çile çıkarmak/doldurmak
to undergo a period of suffering
çile çekmek
suffer

Her hair grayed with suffering. - Çile çekmekten saçı ağardı.

çile çekmek
suffer a lot
çilemek
(for a nightingale) to warble, trill, sing
التركية - التركية
İpek, yün, pamuk gibi her türlü iplik kangalı
Hayvanların kış uykusu
Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün
Yay kirişi
Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem
Zahmet, sıkıntı: "Dargınlık insanların bütün ömrünü dolduran bir çile, bir ezadır."- R. H. Karay. İpek, yün, pamuk gibi her türlü iplik kangalı
Zahmet, meşakkat
iplik kangalı
Zahmet, sıkıntı
(Osmanlı Dönemi) eziyet sıkıntı; tasavvufta dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibâdetle geçirdikleri kırk gün
(Osmanlı Dönemi) ZER
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) İplik
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) Tas: Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) Yay kirişi
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) f. Eziyet. Sıkıntı
çilemek
Şakımak
çilemek
Yağmur çiselemek
çilemek
Nemlenmek, ıslanmak
çilemek
Tohumu serperek, saçarak ekmek
çile
المفضلات