- تعريف çekici في التركية الإنجليزية القاموس.
- tow truck Dan called for a tow truck. -Dan çekici bir kamyon çağırdı. 
 Tom has already called for a tow truck. -Tom zaten bir çekici çağırdı. 
 
- attractive You are very attractive in blue. -Mavi içinde çok çekicisin. 
 I find her appearance attractive. -Onun görünümünü çekici bulurum. 
 
- charming What a charming girl you are! -Ne çekici bir kızsın! 
 He thought of himself as being charming enough. -O, kendini yeterince çekici olarak düşündü. 
 
- appealing It doesn't sound too appealing. -Çok çekici görünmüyor. 
 It is possible to launder language to make it more appealing and uplifting. -Onu daha güzel ve çekici yapmak için dili aklamak mümkündür. 
 
- sexy Mary thinks that German accents are sexy. -Mary Alman aksanlarının çekici olduğunu düşünüyor. 
 
- catching 
- attractive, adorable, inviting, charming, glamorous, devastating, eye-catching, alluring, appealing, engaging, seductive, desirable 
- canny 
-  (Argo) hottie
-  (Argo) fly
- tower 
- good-looking 
- currently 
-  (Otomotiv) coach
- pretty This is pretty remarkable. -Bu oldukça dikkat çekici. 
 She is very pretty, I mean, she is attractive and beautiful. -O çok sevimlidir, yani, çekici ve güzeldir. 
 
-  (Askeri) tugboat
- fascinate 
- distractive 
- enticing 
- taking 
-  (Fizik) charm You look very charming today. -Bugün çok çekici görünüyorsun. 
 I think Tom is charming. -Tom'un çekici olduğunu düşünüyorum. 
 
- eye-catching 
- gainly 
- pulchritudinous 
- bootylicious 
- quaint 
- good-looker 
- fascinating Am I really that fascinating? -Gerçekten bu kadar çekici miyim? 
 
- fetch 
- breakdown van 
- devastating 
- puller 
- intriguing That's a very intriguing idea. -O çok ilgi çekici bir fikir. 
 The thought of being eaten alive was both frightening and intriguing. -Canlı yenilme düşüncesi korkutucu ve ilgi çekici. 
 
- tug 
- likable 
-  (Otomotiv) tow car
- inviting 
- witching 
- charismatic Your grandfather is very charismatic. -Büyük baban çok çekici. 
 
- juicy 
- alluring Who is more alluring, Madonna or Marilyn Monroe? -Kim daha çekici, Madonna mı yoksa Marilyn Monroe mu? 
 Which painting is more alluring, Madame X or the Mona Lisa? -Hangi tablo daha çekici, Madame X mi yoksa Mona Lisa mı? 
 
- desirable 
- magnetic 
- comely 
- tractor 
- enthralling 
- darling 
- seductive 
- endearing 
- engrossing 
- attractive, appealing 
- (force, vehicle, instrument, etc.) which can pull, draw, haul, drag, or tug something 
- captivating 
- bewitching 
- tractive 
- catchy 
- breakdown van; haulier 
- engaging 
- haul 
- towing truck 
- breakdown truck 
- wrecker 
- wrecker, tow truck 
-  {s} stunning You really do look stunning. -Gerçekten çekici görünüyorsun. 
 
-  {s} ravishing You look ravishing in that dress. -O elbisenin içinde çekici duruyorsun. 
 
- adorable Tom is just adorable. -Tom sadece çok çekici. 
 
- prepossessing 
- riveting 
- fetching 
- winsome 
- dikkat çekici
- remarkable The recent advances in medicine are remarkable. -Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir. 
 Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique. -Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler. 
 
- ilgi çekici
- interesting Mars is all the more interesting for its close resemblance to our Earth. -Dünya'ya en yakın benzemede Mars hepsinden en ilgi çekici olanı. 
 The magazine you lent me is very interesting. -Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici. 
 
- çekici ile çekmek
- tow 
- çekici kadın
- killer 
- çekici kadın
- cookie 
- çekici araç
- wrecker 
- çekici araç
-  (Otomotiv) tow truck
- çekici araç
-  (Askeri,Teknik) towing vehicle
- çekici kadın
- witch 
- çekici kimse
- knockout 
- çekici kılmak
- endear 
- çekici şey
- knockout 
- çekici araç
- wrecker, tow truck 
- çekici bakış
- eye appeal 
- çekici bayan
- charming lady 
- çekici bulmak
- find someone attractive 
- çekici bulmak
- find attractive 
- çekici erkek
- heartthrob 
- çekici güç
- attractive force 
- çekici güç
- tractive power 
- çekici ile götürmek
- tow away 
- çekici kadın
- cooky 
- çekici kamyon
- tow truck I've already called for a tow truck. -Zaten bir çekici kamyon çağırdım. 
 
- çekici kamyon
- truck trailer 
- çekici kimse
- lodestone 
- çekici kimse
- stunner 
- çekici kimse
- loadstone 
- çekici kimse
- honeypot 
- çekici kuvvet
-  (Askeri) tractive force
- çekici kız
- cutie 
- çekici kız
- juicy girl 
- çekici olmayan
- unprepossessing 
- çekici olmayan
- uninviting 
- çekici parası
- towage 
- çekici pervane
- tractor airscrew 
- çekici sinir
-  (Pisikoloji, Ruhbilim) abducens nerve
- çekici taraf
- allurement 
- çekici taşıt
- towing vehicle 
- çekici tuzak
- spider web 
- çekici tuzak
- spider's web 
- çekici uçak
-  (Askeri) tow plane
- çekici ve tahrik eden kız
- nymphet 
- çekici ve çapkın erkek
- Don Juan 
- çekici şey
- lodestone 
- çekici şey
- loadstone 
- dikkat çekici
- conspicuous He was conspicuous in his suit. -O, takım elbisesinin içinde dikkat çekiciydi. 
 It's too conspicuous. -Bu çok dikkat çekici değil. 
 
- dikkat çekici
- eye catching 
- dikkat çekici
- spectacular 
- dikkat çekici biçimde
- conspicuously 
- dikkat çekici
- attention-grabbing 
- dikkat çekici
- attention getting 
- dikkat çekici
- eye-catching 
- dikkat çekici
- attention grabbing 
- dikkat çekici
- gripping 
- en çekici
- cutest 
- geri çekici
- retractor 
- ilgi çekici
- challenging This is a very challenging obstacle course. -Bu çok ilgi çekici bir engel parkuru. 
 It's both challenging and exciting. -Bu hem ilgi çekici hem de heyecan verici. 
 
- ilgi çekici
- attracted He's attracted to Asian girls. -O Asyalı kızlar için ilgi çekici. 
 Tom seems attracted to Mary. -Tom Mary'ye ilgi çekici görünüyor. 
 
- ilgi çekici
- quicken the pulse 
- nem çekici
-  (Tıp) desicant
- nem çekici
-  (Tıp) hygroscopic
- nem çekici
-  (Biyokimya) desiccant
- su çekici
- water hammer 
- yargıç çekici
-  (Kanun) hammer
- çekici gelmek
- appeal to 
- çok çekici
- tempting I have to admit it's very tempting. -Onun çok çekici olduğunu kabul etmeliyim. 
 
- çekici güç
- attractive power 
- dikkat çekici
- striking Striking differences existed between the two boys. -İki oğlan arasında dikkat çekici farklılıklar vardı. 
 
- gösteriş, çekici hareket
- hits, taking action 
- ilgi ve dikkat çekici olma durumu
- state interest and be attractive 
- araba çekici
- car spotter 
- ayak çekici
- oliver 
- ağ çekici
-  (Denizbilim) net hauler
- baskı çekici
- face hammer 
- basma çekici
- print hammer 
- başka ilgi çekici neler var
- What other interesting things are there to see 
- beton çekici
-  (İnşaat) rebound hammer
- beton çekici
-  (İnşaat) concrete test hammer
- buhar çekici
- steam hammer 
- conta çekici
- ball pin hammer 
- daire dişli çekici demiri
- circle drawbar 
- delme çekici
- drilling hammer 
- demirci el çekici
- uphand sledge 
- demirci çekici
- forge hammer 
- demirci çekici
- blacksmiths hammer 
- demirci çekici
- sawder 
- demirci çekici
- blacksmith hammer 
- dikkat çekici
- egregious 
- dikkat çekici
- salient 
- dikkat çekici
- striking, conspicuous 
- dikkat çekici
- marked 
- dikkat çekici
- well marked 
- dikkat çekici
- signal 
- dikkat çekici
- arresting 
- dikkat çekici reklam yapmak
- stunt 
- doktor çekici
- plessor 
- duvarcı çekici
- gavel 
- dövme çekici
- sledge 
- el çekici
- hand hammer 
- elektrik çekici
- electric hammer 
- erkek çocuğu için ilgi çekici bir oyuncak arıyorum
- I would like an interesting game for a boy 
- et çekici
- steak hammer 
- fiziksel olarak çekici
- well-stacked 
- güzel ve çekici kız
- looker 
- güç çekici
- power-hammer 
- hava çekici
- pneumatic hammer, air hammer 
- hava çekici
- pneumatic hammer 
- iki tekerlekli çekici
- dolly 
- ilgi çekici
- absorbing 
- ilgi çekici
- interesting, gripping 
- ilgi çekici
- intriguing That's a very intriguing idea. -O çok ilgi çekici bir fikir. 
 That's quite intriguing. -O oldukça ilgi çekici. 
 
- ilgi çekici
- attractive What do you find attractive about her? -Onun hakkında ilgi çekici ne bulabilirsin? 
 
- ilgi çekici bir şekilde
- grippingly 
- ilgi çekici bir şekilde
- spectacularly 
- ilgi çekici program
- drawing card 
- ilgi çekici şey
- draw 
- ilgi çekici şey
- goody 
- ilgi çekmek için dikkat çekici giyinmek
- camp 
- istim çekici
- steam hammer 
- kalafat çekici
- caulking hammer 
- kazık çekici
- pile extractor 
- marangoz çekici
- carpenter's hammer 
- matkap çekici
- drilling hammer 
- muayene çekici
- plexor 
- müşteri çekici ucuz mal
- leading article 
- ortaya çekici kuvvet
- centripetal force 
- panel dövme çekici
-  (Otomotiv) panel beating hammer
- perküsyon çekici
- plexor 
- perçin çekici
- riveting hammer 
- perçin çekici
-  (İnşaat) ball peen hammer
- perçin çekici
-  (İnşaat) puncheon
- raspa çekici
- scaling hammer 
- seyirci çekici oyunlar
- hokum 
- soyma çekici
- face hammer 
- soyma çekici
- kevil 
- soyma çekici
- kevel 
- sualtı çekici
-  (Askeri) underwater hammer
- sualtı çekici
-  (Askeri) submergible hammer
- tarama çekici
- diamond hammer 
- taş çekici
- knapping hammer 
- taşçı çekici
- axhammer 
- taşçı çekici
- stone hammer 
- taşçı çekici
-  (İnşaat) mason's hammer
- taşçı çekici
-  (İnşaat) stonemason's hammer
- taşçı çekici
- crandall 
- taşçı çekici
-  (İnşaat) hack hammer
- tırnak çekici
- claw hammer 
- yazma çekici
-  (Bilgisayar,Teknik) print hammer
- yontma çekici
- hack hammer 
- yüze çekici
- adsorber