التركية - الإنجليزية
تعريف çamur في التركية الإنجليزية القاموس.
- mud
The muddy road has ruined my new shoes.
-Çamurlu yol, yeni ayakkabılarımı mahvetti.
Please remove the mud from your shoes.
-Lütfen ayakkabılarınızdan çamuru çıkarın.
- sludge
- daub
- gook
- slosh
- muck
- slob
- (Konuşma Dili) material that has a mud-like consistency, e.g. wet cement, wet plaster
- slime
- mud, muck, mire; ooze; silt; sludge
- calumniation
- mire
- aspersion
- squelch
- soggy
It's raining heavily so the ground is very soggy.
-Şiddetli yağmur yağıyor bu yüzden zemin çok çamur.
- dirt
The children were playing in the dirt.
-Çocuklar çamurda oynuyordu.
- slush
- mud, mire, dirt; mortar, plaster; importunate, aggressive, filthy
- clay
- (Konuşma Dili) very pertinacious and unpleasant (person)
- potter's clay; sculpting clay
- plaster
- princess
- dreck
- aggressive
- sloughing
- goo
Wallowing is an important element of a good life in pigs.
-Çamurda yuvarlanmak domuzlarda iyi bir yaşamın için önemli bir unsurudur.
- feculence
- guck
- bole
- (Nükleer Bilimler) slurry
- çamur atmak
- Throw nasties
- çamur renginde
- mud-coloured
çamur renkli kahve içti.
- çamur yaşı
- Sludge age
- çamur atan kimse
- calumniator
- çamur atan kimse
- mudslinger
- çamur atma
- mudslinging
- çamur atma
- calumny
- çamur atmak
- fling dirt at smb
- çamur atmak
- to slander, to throw mud at sb
- çamur atmak
- throw dirt at smb
- çamur atmak
- sling mud at
- çamur atmak
- cast aspersions upon smb
- çamur atmak
- (yazıda) sling ink
- çamur atmak/sıçratmak
- to sling mud (at), vilify
- çamur banyosu
- mud bath
- çamur deryası sea of mud
- very muddy place
- çamur ekskavatörü
- mud dredger
- çamur firesi
- dirt tare
- çamur gibi
- (Konuşma Dili) very pertinacious and unpleasant (person)
- çamur gibi
- slimy
- çamur havuzu
- clay pit
- çamur havuzu
- mud pond
- çamur hoplar
- (Tabiat Doğa) (balık) mudskipper
- çamur konveyörü
- mud conveyor
- çamur kutusu
- bailer
- çamur lekesi
- spatter
- çamur pompası
- sludge pump
- çamur sıçraması
- splash
- çamur sıçratmak
- to splash with mud, to spatter with mud
- çamur sıçratmak
- sling mud at
- çamur teknesi
- hod
- çamur ığrıbı
- fishing net used in shallow water
- sulu çamur
- slosh
- aktif çamur
- (Denizbilim,Gıda) active sludge
- sulu çamur
- (Çevre) slurry
- aktif çamur
- (Çevre) activated sludge
- içecek suya çamur atılmaz
- (Atasözü) Mud not the fountain that gives drink to you
- aktif çamur
- activated slug
- etken çamur yöntemi
- activated sludge process
- etkin çamur
- activated sludge
- mavi çamur
- blue mud
- sulu çamur
- ooze
- sulu çamur
- sludge
- sulu çamur
- slush
- sulu çamur gibi
- oozy
- sulu çamur tarayıcısı
- (Askeri) sludge dredger
- sulu çamur pompası
- (Askeri) mud slush pump
- sıçrayan çamur
- spatter
- tuzlu çamur
- salty mud
- vıcık vıcık çamur
- sludge
- yapış yapış çamur
- sludge
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف çamur في التركية التركية القاموس.
- Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzeme ile yapılan harç
- Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzemeden oluşmuş harç
- Sataşkan çevresini tedirgin eden sulu, arsız kimse
- Sataşkan, çevresine tedirginlik veren, sulu (kimse)
- Sataşkan, çevresini tedirgin eden, sulu (kimse): "Çamur oyuncu ile dürüst oyuncuyu herkes karıştırıyor."- H. Taner
- Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık: "Ayakkabılarımızın altındaki kırmızı renkli, arasından kuru otlar fırlamış çamurun ağırlığını duyar gibi oluyorum."- R. H. Karay
- Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
- (Osmanlı Dönemi) LEY
- çamur banyosu
- Tedavi gücü olan çamurla yapılan banyo
- çamur deryası
- Her tarafı çamurla kaplanmış olan
- çamur kalemi
- Heykeltıraşların çamura biçim verme sırasında kullandıkları şimşir araç
- çamur ığrıbı
- Denizin sığ ve çamurlu yerlerinde kullanılan 25-30 kulaç uzunluğunda bir balık ağı
- özlü çamur
- Yapışkan çamur
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - التركية
تعريف çamur في الإنجليزية التركية القاموس.
- slur kara çalmak, çamur atmak; sözcükleri kötü telaffuz etmek
- sözcükleri kötü telaffuz etme
- slur kara çalmak, çamur atmak; sözcükleri kötü telaffuz etmek
- (sarhoşluktan, vb.) kara çalma, iftira, leke (sürme)