çığırma

listen to the pronunciation of çığırma
التركية - الإنجليزية

تعريف çığırma في التركية الإنجليزية القاموس.

çığır
era
çığırmak
yell
çığır
epoch

The fall of the Berlin Wall was really an epochal event. - Berlin Duvarı'nın yıkılışı gerçekten çığır açan bir olaydı.

çığırmak
to ground
çığır
way
çığır
style (of an outstanding calligrapher)
çığır
path, way; epoch
çığır
rut, track; path
çığır
trend, movement
çığır
cult
çığırmak
prov
çığırmak
to invite
çığırmak
to call
çığırmak
to sing (a song)
التركية - التركية
Çığırmak işi
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) Başkalarının da uyabileceği yeni bir tarz ve yol
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) t. Yeni açılan patika yolu
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) Ayak izi ile karlı yerde açılan yol
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) Çığın açtığı iz, yol.(... Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrib hesabına geçer...L.)
çığır
Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika. İz: "Sabanın sapına çalımlı çalımlı sarılarak kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi."- N. Nâzım
çığır
Ayak izi ile karlı yerde açılan yol
çığır
Karda açılan davarın geçtiği yol
çığır
İz
çığır
Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika
çığır
Yeni bir biçim, yöntem veya yol: "Edebiyatımızda büyük bir çığırın ilk ve güçlü öncüsü olan bu hikâyeler..."- H. Taner
çığır
Çığın kar üzerinde açtığı iz
çığır
Su, kara içinde açılan yol, iz
çığır
Yeni bir biçim, yöntem veya yol
çığır
Büyük hattatların sanat yolu
çığırmak
Türkü söylemek
çığırmak
Çağırmak, seslenmek
çığırma
المفضلات