التركية - الإنجليزية
تعريف âci̇len في التركية الإنجليزية القاموس.
- acilen
- promptly
Why? Because Terry Tate always replied promptly, that's why.
-Niçin? Çünkü Terry Tate her zaman acilen cevap verdi, nedeni odur.
Would you please replace the broken one promptly?
-Lütfen kırık olanı acilen değiştirir misin?
- acilen
- urgently
I have to urgently talk with someone.
-Ben acilen biriyle konuşmak zorundayım.
We have to operate urgently.
-Acilen ameliyat etmek zorundayız.
- acilen
- immediately
You're needed here immediately.
-Burada sana acilen ihtiyacımız var.
- acilen
- importunately
- acilen
- hastily
He hastily wrote down our names.
-O acilen isimlerimizi not etti.
- acilen
- without delay, hastily; urgently
- acilen
- urgently, promptly, immediately
- acilen
- in haste
- acilen
- now
- acilen açılabilen tank
- (Havacılık) jettisonable tank
- acilen ihtiyacı olmak
- be in urgent need of
- Âcilen
- emergently
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف âci̇len في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Vakit gelince yapılmak üzere. Bir vâdeye veya bir şarta bağlı bulunarak
- acilen
- Hemen, hiç zaman yitirmeden, tezelden, gecikmeden, ivedilikle
المصطلحات ذات الصلة
âci̇len
الواصلة
âci̇·lenResimler
السابق
المفضلات