(1) (of cards) having equivalent rank

listen to the pronunciation of (1) (of cards) having equivalent rank
الإنجليزية - التركية

تعريف (1) (of cards) having equivalent rank في الإنجليزية التركية القاموس.

equal
{s} eşit

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir. - Everyone has the right of equal access to public service in his country.

equal
denk
equal
aynı düzeyde olmak
equal
eşittir

Bir artı iki üçe eşittir. - One plus two is equal to three.

Yasalar önünde bütün insanlar eşittir. - All men are equal under the law.

equal
yenişememek
equal
akran
equal
{f} eşit ol

Kazanmak için ister Lions'ları ister Tiger'ları seç, sonucu şansa bağlıdır. Çünkü her iki takım eşit olarak güçlüdür. - Whether you pick the Lions or Tigers to win, the result will be a toss-up because both teams are equally strong.

Evlilikte vermek ve almak eşit olması gerekir. - In marriage there should be equal give and take.

equal
-e eşit olmak
equal
{f} yetişmek
equal
{s} aynı

Tom aynı derecede suçludur. - Tom is equally guilty.

Kanun herkes için aynıdır. - The law is equal for all.

equal
{s} dengeli
equal
{s} başabaş
equal
{f} bir olmak
equal
{i} emsal
equal
aynı miktarda
equal
Şehirler aynı büyüklü
equal
yeterli/eşit
equal
{s} yeterli

O, görev için yeterli değildir. - He is not equal to the task.

equal
{s} hayır demez
الإنجليزية - الإنجليزية
equal
(1) (of cards) having equivalent rank
المفضلات