yatırımcı

listen to the pronunciation of yatırımcı
التركية - الإنجليزية
investor

Last year, the company was sold to private investors. - Geçen yıl şirket özel yatırımcılara satıldı.

Investors must distinguish between genuine value creation and wishful thinking. - Yatırımcılar, gerçek değer yaratma ile hüsnükuruntuyu ayırt etmeliler.

Financier, investor
financier
investor; depositor
(Ticaret) investment trust
enterpriser
enterprising
yatırım
investment

Tom tripled his investment in six months. - Tom altı ay içerisinde yatırımını üçe katladı.

He lost a lot of money in the stock investment. - Borsa yatırımında çok para kaybetti.

yatırım
hedge

Tom is a hedge fund manager. - Tom bir yatırım fonu yöneticisi.

yatırım
venture
yatırım
invest

He made a killing by investing in the stock market. - Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.

He lost a lot of money in the stock investment. - Borsa yatırımında çok para kaybetti.

yatırım
enterprize
yatırımcılar
investors

Last year, the company was sold to private investors. - Geçen yıl şirket özel yatırımcılara satıldı.

Investors must distinguish between genuine value creation and wishful thinking. - Yatırımcılar, gerçek değer yaratma ile hüsnükuruntuyu ayırt etmeliler.

yatırım
enterprise
yatırım
invest to
yatırım
to invest
muhtemel yatırımcı
(Ticaret) potential investor
yatırım
sum invested; deposit
yatırım
investing; depositing
yatırım
capital goods
التركية - التركية
Yatırım yapan kimse
Yatırım
envestisman
Yatırım
plasman
Yatırım
mevduat
yatırım
Bir çıkar veya kazanç sağlamak için yapılan davranış
yatırım
Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plasman
yatırım
Millî ekonominin veya bir ticaret kuruluşunun üretim ve hizmet gücünü artırıcı nitelikte olan aktif değerlerine yapılan yeni eklemeler, envestisman
yatırım
Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plasman, envestisman
yatırım
Yatırmak işi
yatırım
Yatırma işi