yardımıyla

listen to the pronunciation of yardımıyla
التركية - الإنجليزية
with the aid of

Germs can only be seen with the aid of a microscope. - Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.

by aid of
through him
by means of
by the help of
with the help of
helped by
yardım
assistance

Do you need our assistance? - Yardımımıza ihtiyacın var mı?

Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection. - Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

yardım
backing
yardım
aid

Victims of the hurricane received financial aid from the government. - Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.

Germs can only be seen with the aid of a microscope. - Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.

yardım
{i} help

Tea and coffee helps to start the day. - Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.

Can you help me down? - Bana yardım edebilir misin?

yardım
favor

In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you. - Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.

Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity. - Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.

yardım
{i} contribution
yardım
subsidy
yardım
rescue

Tom wanted to help Mary rescue her baby. - Tom Mary'nin bebeğini kurtarmasına yardım etmek istiyordu.

Try to hold on until a rescue team arrives. - İlk yardım ekibi gelinceye kadar dayanmaya çalış.

yardım
assist

Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection. - Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

Do you need our assistance? - Yardımımıza ihtiyacın var mı?

yardım
{i} hand

Could I give you a hand? - Sana yardım edebilir miyim?

Can I give you a hand? - Yardım edebilir miyim?

jet yardımıyla kalkış
(Havacılık) jato
yardım
(Ticaret) financial support
yardım
guidance
yardım
safeguard
yardım
helping each other
yardım
(Bilgisayar) answer wizard
yardım
(Bilgisayar) more

The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more. - Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.

Mary promised her mother that she would help her more often. - Mary annesine daha sık yardım edeceğine söz verdi.

yardım
service

Room service. May I help you? - Oda servisi. Size yardımcı olabilir miyim?

Your feedback is important and it will help us to know how we can provide the best service possible. - Geri bildiriminiz önemli ve mümkün olan en iyi hizmeti nasıl sağlayabileceğimizi bilmemize yardım edecek.

yardım
ministration
yardım
recourse

His last recourse will be to go to his father for help. - Onun son başvurusu yardım için babasına gitmek olacak.

yardım
pitance
yardım
subsidization
yardım
succory
yardım
support

I was trying to be supportive. - Yardımcı olmaya çalışıyordum.

He has to work hard in order to support his family. - Ailesine yardımcı olmak için sıkı çalışmak zorunda.

yardım
furtherance
yardım
boost
yardım
favour
yardım
push

My car is stuck in the mud. Could you help me push it out? - Arabam çamura saplanmış. Onu dışarı itmem için bana yardımcı olabilir misin?

Tom helped us push the car. - Tom arabayı itmemize yardımcı oldu.

yardım
cooperation
yardım
auspices
yardım
subvention
yardım
a good turn
yardım
succour
yardım
benefaction
yardım
assisted by
yardım
aid to
yardım
aid of
yardım
help of
yardım
aid in
yardım
help on

It is our duty to help one another. - Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.

Families needed a lot of help on the farm. - Ailelerin çiftlikte çok yardıma ihtiyacı vardı.

arama ve kurtarma uydu yardımıyla takip
(Askeri) search and rescue satellite-aided tracking
elektroliz yardımıyla
electrolytically
teleskop yardımıyla
telescopically
yardım
favour [Brit.]
yardım
succour [Brit.]
yardım
backup
yardım
(Hukuk) aid, assistance, auspice, guidance
yardım
aid , assistance , help
yardım
helpfulness

I thank you for your helpfulness. - Yardımseverliğiniz için teşekkür ederim.

yardım
lift

They gave me a hand to lift the fridge. - Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler.

Can you help me lift this? - Bunu kaldırmama yardım eder misin?

yardım
donative
yardım
dole

Tom has been on the dole since the 6th of August, when he lost his job. - Tom işini kaybettiğinde ağustosun altısından beri işsizlik yardımı alıyor.

yardım
relief

Relief has been sent to the flood sufferers. - Sellerden etkilenenlere yardım gönderildi.

You have to raise funds for the relief work. - Sen yardım çalışmaları için fon toplamak zorundasın.

yardım
comfort
yardım
succor
yardım
help, aid, assistance, succour, succor " muavenet; contribution; donation" bağış, iane
yardım
donation
yardım
booster
yardım
shot
yardım
stand by

You can make it! Go for it. I'll stand by you. - Onu yapabilirsin! Kim tutar seni. Yardımına hazır olacağım.

yardım
{i} alms
yardım
cooperate
yardım
ministry
yardım
standby
yardım
{i} sustenance
yardım
{i} welfare

I'm living on welfare, without a car or anything. - Devletten aldığım yardımla geçiniyorum, ne arabam ne başka bir şeyim var.

He is working for social welfare. - Sosyal yardım için çalışıyor.

yardım
patron
التركية - التركية

تعريف yardımıyla في التركية التركية القاموس.

yardım
ianet
Yardım
nasr
Yardım
(Hukuk) MUAVENET
Yardım
(Osmanlı Dönemi) MÜSAADE
Yardım
(Osmanlı Dönemi) KURBUK
Yardım
avn
Yardım
(Osmanlı Dönemi) FETTE
Yardım
asuv
Yardım
iane
Yardım
(Osmanlı Dönemi) YED
Yardım
(Osmanlı Dönemi) FÜTUH
Yardım
asist
Yardım
yardak
yardım
Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para, ihtiyaç maddeleri
yardım
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet: "Bu, bir ricada bulunacak, bir yardım isteyecek sandı."- M. Ş. Esendal
yardım
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
yardım
Bağış, iane
yardım
Etki: "Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu."- N. Cumalı
yardım
Etki
yardım
Destek, asist