Tom had no qualms about lying.
- Tom yalan söylemekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.
He has no scruples about lying.
- O yalan söylemeye çekinmez.
Parents teach their children that it's wrong to lie.
- Ebeveynler çocuklarına yalan söylemenin yanlış bir şey olduğunu öğretirler.
Telling lies is a very bad habit.
- Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
It is not good to tell a lie.
- Yalan söylemek iyi değildir.
It is wrong to tell a lie.
- Yalan söylemek yanlıştır.
Tom is too honest a boy to tell a lie.
- Tom yalan söyleyemeyecek kadar dürüst bir çocuktur.
To tell a lie is wrong.
- Yalan söylemek yanlıştır.
Is it always a sin to tell a lie?
- Yalan söylemek her zaman bir günah mıdır?
He lost his position just because he refused to tell a lie.
- Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.