There is a high chance of precipitation.
- Yüksek yağış olasılığı var.
Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation.
- Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
They've had heavy rains for over a week.
- Bir haftadan daha fazla bir süredir şiddetli yağışlar vardı.
The roof leaks every time it rains.
- Her yağmur yağışında çatı sızar.
It stopped snowing an hour ago.
- Bir saat önce kar yağışı durdu.
It kept snowing all day.
- Bütün gün kar yağışı devam etti.
It began to snow heavily as I got off the train.
- Ben trenden inerken yoğun kar yağışı başladı.
It has finally stopped snowing and has warmed up.
- Sonunda kar yağışı durdu ve hava ısındı.
Following the heavy rainfall, there was a big flood.
- Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı.
The heavy rainfall has caused vegetable prices to rise daily for the last two months.
- Şiddetli yağış son iki ayın günlük sebze fiyatlarının artmasına sebep oldu.
I bought a bottle of salad oil.
- Bir şişe salata yağı aldım.
Give me the metal bucket with the oil in it.
- Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
This is a rather fatty cut of meat.
- Bu oldukça yağlı bir et parçası.
You had better cut out the fat.
- Yağı kesip çıkarsan iyi olur.
The machine was clogged with grease.
- Makine, yağdan tıkanmış.
Flattery won't get you anything.
- Yağcılık sana hiçbir şey getirmeyecek.
Imitation is the sincerest form of flattery.
- Taklit en samimi yağcılık biçimidir.
The rivers were flooded by the heavy rain.
- Irmaklar yoğun yağış yüzünden taştı.
The dam burst owing to the heavy rain.
- Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.
Şiddetli yağmur yüzünden baraj kapakları patladı.
- Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.