Eşlerimiz birlikte alışverişe gitti.
- Our wives went shopping together.
Yardımlarınızı vatandaşlara, eşlerine ve çocuklarına getirin.
- Bring your help to the citizens, and to their wives and children.
Kristy Anderson, Larry Ewing'in eşidir.
- Kristy Anderson is the wife of Larry Ewing.
İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
- A good daughter will make a good wife.
Lütfen karına selam söyle.
- Please say hello to your wife.
Onun karısı neye benziyor?
- What is his wife like?
She's my wife. O benim karım.
Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
- My wife sings in the ladies' choir.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Sanırım, o kadın onun karısıdır.
- That woman is his wife, I think.
Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
- He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
A new wife for the gander is introduced into the pen.