Hava günden güne ısınıyor.
- Es wird von Tag zu Tag wärmer.
Ada yıl boyunca ılıktır.
- The island is warm all year.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Burada hava güzel ve sıcak.
- It's nice and warm in here.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
- Thank you for your warm words.
Sanırım film içten bir filmdi.
- I think the movie is a very heart warming one.
The birds flew south in search of warmth.
- Die Vögel sind südwärts geflogen, auf der Suche nach Wärme.
The winter's sun gives only little warmth.
- Die Wintersonne spendet nur ein bisschen Wärme.