Kanalizasyon tekrar tıkanmış.
- The drain is clogged again.
Tom Mary'nin tıkanmış boruyu temizlemesine yardım etmemi bekliyor.
- Tom expects me to help Mary clean out the clogged pipe.
Kilitleme mekanizması sıkıştı.
- The locking mechanism has jammed.
Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.
- A piece of paper got jammed in the printer and now it doesn't work.
Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.
- The food on this cruise made me severely constipated.
Sokaklar arabalarla tıkanmış.
- The roads are jammed with cars.
Burada birkaç sıkışmış tuş var.
- There are a few keys here that are jammed.