verbittert

listen to the pronunciation of verbittert
ألمانية - التركية
(Gramer) (über etw. + A) bir şeyden memnun olmamak, asık suratlı olmak; içlileşmek
الإنجليزية - التركية

تعريف verbittert في الإنجليزية التركية القاموس.

bitter
{s} keskin

Keskin olarak soğuktu. - It was bitterly cold.

bitter
amansız
bitter
çorak
bitter
bira
bitter
acı bira
bitter
sert

Bazı sert kışlar yaşadık. - We've had some bitter winters.

Ona karşı niçin öyle sertsin? - Why are you so bitter against her?

bitter
(soğuk/rüzgâr/vb.) sert
bitter
a bitter pill yenilir yutulur cinsten olmayan durum
bitter
kötü

Kötü bir öksürüğüm vardı, bu yüzden acı reçete aldım. - I had a bad cough, so I took the bitter medicine.

bitter
keskin/acı
bitter
bitterishacımsı
bitter
ölünceye kadar
bitter
acı keskin
bitter
{s} şekersiz, acı, bitter (çikolata)
bitter
(isim) acılık, keskinlik
bitter
{s} yakıcı
bitter
{s} şiddetli

Hepimiz şiddetli soğuktan titriyorduk. - We were all shaking from the bitter cold.

Onlar şiddetli düşmanlar. - They are bitter enemies.

bitter
{i} keskinlik
bitter
bitternessacılık
ألمانية - الإنجليزية
bitter
embitters
made bitter
embittered
acerbated
jaundiced
filled with bitterness
resentful
bittered
acerbates
fills with bitterness