Tom inanılmaz değil mi?
- Isn't Tom incredible?
Hayatımın en inanılmaz deneyimlerinden biriydi.
- It was one of the most incredible experiences of my life.
Olağanüstü bir yerdi.
- It was an incredible place.
O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.
- That story is too incredible to be true.
I've always found her unbelievably adorable.
- Ich fand sie immer unglaublich anbetungswürdig.
You are unbelievably naive.
- Du bist unglaublich naiv.