Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
- Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
Hastalık onun işini yapmasını engelledi.
- Illness prevented him from doing his work.
İhracat işi iyi yapılmıyor.
- The export business isn't doing well.
Bu senin kendi faaliyetin.
- This is your own doing.
Bu tür bir şey yapmak aptal görünmesini sağlar.
- Doing that sort of thing makes you look stupid.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
- Today I just feel like staying at home and doing nothing.
Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim.
- I had a hard time putting the kid to bed.
Hayallerinize paramı koymakla ilgilenmiyorum.
- I have no interest in putting my money into your dreams.
Her şeyi bir tekneye koyarak riske atmayın.
- Don't risk putting everything in one boat.
O kili ateşe koyarak sertleştirdi.
- He hardened clay by putting it into a fire.
Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
- Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar?
- What do nurses spend most of their time doing?
Zamanınızın çoğunu ne yaparak geçirirsiniz?
- What do you spend most of your time doing?
Bebeğimi yatağa koyuyorum.
- I am putting my baby into the bed.
Ayağımı yere koyuyorum.
- I'm putting my foot down.