to touch or hit something while moving

listen to the pronunciation of to touch or hit something while moving
الإنجليزية - التركية

تعريف to touch or hit something while moving في الإنجليزية التركية القاموس.

meet
buluşmak

Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu. - Meeting my old friend was very pleasant.

Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı. - It was awesome to meet you in real life!

meet
{f} tanışmak

O seninle tanışmak istiyor. - He wants to meet you.

Bir gün gerçekten başka bir Esperantist ile tanışmak istiyorum. - I really would like to meet another Esperantist some day...

meet
{i} yarışma

Atletizm yarışması 15 Ekim'de düzenlendi. - The athletic meet took place on October 15.

Atletizm yarışması yıllık bir etkinliktir. - The athletic meet is an annual event.

meet
-e rastlamak
meet
ile karşılaşmak
meet
yüzyüze gelmek
meet
ödemek (masraf/borç vb'ni)
meet
tatmin etmek
meet
buluş

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - He promised to meet him at the coffee shop.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - She promised to meet him at the coffee shop.

meet
yerine getirmek
meet
rastlamak

Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir. - It's rare to meet nice people like you.

Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır. - The reason I came to Boston is to meet the woman I hope to marry.

meet
doyurmak
meet
karşılama

O dün gece onu karşılamak için söz verdi. - She promised to meet him last night.

Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur. - In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.

meet
karşı karşıya gelmek
meet
dokunmak
meet
değmek
meet
rast gelmek
meet
buluşma

Paris'te onunla buluşma şansım vardı. - I had a chance to meet him in Paris.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - He promised to meet her at the coffee shop.

meet
(isim) karşılaşma, yarışma
الإنجليزية - الإنجليزية
meet

The right wing of the car met the column in the garage, leaving a dent.

to touch or hit something while moving

    الواصلة

    to touch or hit some·thing while mo·ving

    التركية النطق

    tı tʌç ır hît sʌmthîng hwayl muvîng

    النطق

    /tə ˈtəʧ ər ˈhət ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈhwīl ˈmo͞ovəɴɢ/ /tə ˈtʌʧ ɜr ˈhɪt ˈsʌmθɪŋ ˈhwaɪl ˈmuːvɪŋ/
المفضلات