Sunumumu hazırlamak zorundayım.
- I have to prepare my presentation.
Hazırlamak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.
- He had time to prepare his men for battle.
Bu sınava hazırlanmak en az 10 saatimi alacaktır.
- It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
- The cook prepares different dishes every day.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
- We have to prepare for that.
Tom kendini berbat bir çıkmazda buldu.
- Tom found himself in a terrible fix.
Kendimi korkunç bir çıkmazda buldum.
- I found myself in a terrible fix.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Şimdi onu yapmak için hazırım.
- I'm prepared to do that now.
Düzeltilmesi gereken bir şey gördün mü?
- Did you see anything that needs to be fixed?
She fixed dinner for the kids.
We prepared the spacecraft for takeoff.
... Now, the final thing that I'm going to need to prepare is ...
... How can we prepare our workforce to be able to plug in to this ...