Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
 - I'll stay if it rains.
Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
 - Tomorrow it will rain in the south of England.
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
 - I called a cab, because it was raining.
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
 - The meeting was canceled because of the rain.
Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
 - How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
The boxer rained punches on his opponent's head.