Harika hediye için teşekkürler.
 - Thank you for the wonderful gift.
Sana çok, çok teşekkürler!
 - Thank you very, very much!
Yardımın için teşekkür ederim. Canın sağolsun.
 - Thank you for your help. - No worries.
Sözleşme taslağı için sana teşekkür ederim.
 - Thank you for the draft of the Agreement.
İlginiz için teşekkür ederim.
 - Thank you for your interest.
İyiyim, teşekkürler. Ya siz?
 - Fine, thank you. And you?
Harika hediye için teşekkürler.
 - Thank you for the wonderful gift.
Senin işbirliği için teşekkür ederiz.
 - Thank you for your cooperation.
Geldiğiniz için teşekkür ederiz.
 - Thank you for coming.
Yardımın için teşekkür ederim. Canın sağolsun.
 - Thank you for your help. - No worries.
Tom vurulmak üzereydi ama o bunu bilmiyordu.
 - Tom was about to be shot, but he didn't know it.
Vurulmaktansa asılmayı tercih ederim.
 - I'd rather be hanged than shot.
Onu vuran adam Sirhan Bişara Sirhandı.
 - The man who shot him was Sirhan Bishara Sirhan.
Onlar düşman tarafından vurulma riskini göze almaya hazırdılar.
 - They were ready to run the risk of being shot by the enemy.
Avcılardan biri vuruldu ve hastaneye götürülmek zorunda kaldı ve şimdi hızlı bir iyileşme gösteriyor.
 - One of the hunters was shot and had to be taken to hospital, where he is now making a speedy recovery.
Ben şimdi bir silah sesi duydum.
 - I heard a shot just now.
Biz üç el silah sesi duyduk.
 - We heard three shots.
Köpek bir mermi gibi uzaklaştı.
 - The dog went away like a shot.
Sami, karısı Leyla'yı başından iki mermi ile vurdu .
 - Sami shot two bullets into the head of his wife, Layla.
Tom bir fırt tekilayı bir yudumda içti.
 - Tom drank the shot of tequila down in one gulp.
Bir yudum tekila istiyorum.
 - I'd like a shot of tequila.
bkz: teşekkür ederim.
Mac'in harika bir vuruş yaptığını gördük
 - We saw Mac make a fantastic shot.
Bana vurmak istiyor musunuz? Devam edin ve en iyi vuruşunuzu yapın.
 - Do you want to hit me? Go ahead and take your best shot.
... ERIC SCHMIDT: Thank you, guys. ...
... thank you. ...