He likes abandoned buildings.
- O, terk edilmiş binaları seviyor.
Tom felt lonely and abandoned.
- Tom yalnız ve terk edilmiş hissetti.
The campsite was totally deserted.
- Kamp yeri tamamen terk edilmişti.
The place is completely deserted.
- Mekan tamamen terk edilmiş.
There was an abandoned car by the river.
- Irmağın kenarında terkedilmiş bir araba vardı.
I feel abandoned by the only woman I love.
- Ben, sevdiğim tek kadın tarafından terkedilmiş hissediyorum.
The town was desolate after the flood.
- Kasaba selden sonra terkedilmişti.
The whole building was deserted.
- Bütün bina terkedilmişti.
The place is apparently deserted.
- Görünüşe göre yer terkedilmiş.