Despite repeated warnings, Tom didn't stop doing that.
- Tekrarlanan uyarılara rağmen, Tom bunu yapmaktan vazgeçmedi.
The senator denied repeated requests for an interview.
- Senatör bir görüşme için tekrarlanan talepleri inkar etti.
He repeated it again.
- O, onu yine tekrarladı.
No, repeated the Englishman.
- Hayır, İngiliz tekrarladı.
I don't want to bore you by repeating things you already know.
- Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
Would you mind repeating the question?
- Soruyu tekrarlar mısın?