Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor.
- Tom doesn't feel like talking to Mary tonight.
Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum.
- I don't like talking in front of people.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking to?
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Amcanla konuşmak istiyorum.
- I want to talk to your uncle.
Lütfen benimle konuşmaya gel.
- Please come to talk to me.
Mary ile konuşan adam Tom'dur.
- The man Mary is talking with is Tom.
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Tom is Mary.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Gördüğüm şey hakkında birisiyle konuşmak istiyorum.
- I'd like to talk to someone about what I saw.
Birisiyle konuşmak zorundayım.
- I have to talk to somebody.
O, onunla konuşarak iyi bir zaman geçirdi.
- She had a good time talking with him.
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
- The more time you spend talking about what you do, the less time you have to do it.
It is usually better to solve problems by talking than by fighting.
... I was talking to one of my mentors, Dr. Christiane ...
... do you know who you were talking to? ...