En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
Starbucks kahve satın almak için en iyi yerdir.
- Starbucks is the best place to buy coffee.
Bir takımın en iyi oyuncusu olmam zordu.
- It was difficult for me to become a starting player.
O, ünlü olmadan önce onun peşinde koşmaya başladı.
- She started pursuing him before he became famous.
Onun küçük kız kardeşi ünlü bir televizyon yıldızı.
- His younger sister is a famous TV star.
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
Biz başlamadan önce bu işin ne kadar önemli olduğu hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- Before we get started, I'd just like to say a few words about how important this job is.
Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı.
- Sami started a major innovation to the store.
En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
Bu gece yıldızlar parlak şekilde parlıyor.
- The stars are shining brightly tonight.
Başlangıç için Kudüsü ziyaret ettim-üç büyük din için kutsal bir yer.
- For a start, I visited Jerusalem - a sacred place for three major religions.
Güneşimizden daha büyük bir sürü yıldız var.
- There exist several stars which are larger than our Sun.
Hala hayatta olduğum için şansıma şükrediyorum.
- I thank my lucky stars that I'm still alive.
Tom'un başlamak için bir şansı var.
- Tom got a chance to start over.
His teacher tells us he is a star pupil.
... I've reviewed places, starred places, and I ...