sevişmekte

listen to the pronunciation of sevişmekte
التركية - الإنجليزية
on the job
Having sex
working, busy
watchful and prepared for action; "bird watchers on the alert for a rare species"; "cops were on the job and caught them red-handed"
actively engaged in paid work; "the working population"; "the ratio of working men to unemployed"; "a working mother"; "robots can be on the job day and night"
working
seviş
love

I tell the truth and I want to make love. - Gerçeği söylüyorum ve sevişmek istiyorum.

It is said that Caligula made love to his own sister. - Caligula'nın kendi kız kardeşiyle seviştiği söyleniyor.

التركية - التركية

تعريف sevişmekte في التركية التركية القاموس.

SEVİŞ
(Osmanlı Dönemi) Misafire yemek ve azık vermek
seviş
Sevmek işi veya biçimi
seviş
Sevme işi veya biçimi
sevişmekte
المفضلات