الإنجليزية - التركية
تعريف present participle of relax في الإنجليزية التركية القاموس.
- relaxing
- {s} dinlendirici
Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
-Granted, watching TV can be relaxing.
Dinlendirici bir öğleden sonrayı hak ediyorum.
-I deserve a relaxing afternoon.
- relaxing
- {s} huzur veren
- relaxing
- {f} gevşe
- relaxing
- gevşeyerek
- relaxing
- gevşe/gevşet
- relaxing
- {s} gevşetici
- relaxing
- {s} yumuşatıcı
- relaxing
- rahatlatma
- relaxing
- {s} gerginlik giderici
- relaxing
- {s} rahatlatıcı
Seni en sevdiğim kafeye davet etmek istiyorum. O, rahatlatıcı bir ortamı olan güzel bir yer.
-I'd like to invite you to my favourite café. It’s a nice, relaxing place with a good vibe.
Yağmurun sesini rahatlatıcı buluyorum.
-I find the sound of the rain relaxing.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف present participle of relax في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- relaxing
present participle of relax
الواصلة
pres·ent par·ti·ci·ple of re·laxالنطق
Resimler
السابق
المفضلات