Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı.
 - Last night, Mr. A called me up to say he couldn't attend today's meeting.
Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
 - A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
Tom seninle bir miting yapmak ister.
 - Tom wants to have a meeting with you.
Dün mitinge çok az insan geldi.
 - Only a few people came to the meeting yesterday.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
 - Meeting my old friend was very pleasant.
Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutluydu.
 - Meg was happy about meeting Tom again.
Beni tanıyormuş gibi davranıyorsun; bu bizim ilk görüşmemiz!
 - You're acting like you know me; this is the first time we're meeting!
Seninle görüşmeye can atıyorum.
 - I've been looking forward to meeting you.
Şirketimizin ilk önceliği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
 - Our company's first priority is meeting our customers' needs.
Onu karşılamak amacıyla oraya gittim.
 - I went there for the purpose of meeting him.
Sanki onun benimle karşılaşmaktan çekindiğini hissettim.
 - I felt as if he shrank from meeting me.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
 - Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.