pişirilmiş

listen to the pronunciation of pişirilmiş
التركية - الإنجليزية
(Gıda) cooked

We need a carrot, a beet, and broccoli. They need to be raw, not cooked. - Bir havuç, bir pancar ve bir brokoliye ihtiyacımız var. Onlar çiğ olmalı, pişirilmiş değil.

The dinner they served was badly cooked. - Onların verdiği akşam yemeği kötü pişirilmişti.

stewed
(Nükleer Bilimler) cured
pişirilmiş elma
baked apple
ağır ateşte pişirilmiş
stewed
pişir
{f} stewing
pişir
{f} cook

Shall I cook dinner for you? - Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?

My mother is busy cooking dinner. - Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.

pişir
{f} cooking

Mother is busy cooking the dinner. - Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.

This style of cooking is peculiar to China. - Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.

pişir
{f} stewed
fırında pişirilmiş
baked
pişir
bake

Mary baked three dozen cookies for Tom's party. - Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.

I took a cooking class last spring and learned to bake bread. - Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.

fırında pişirilmiş et
roast
hamur içinde pişirilmiş et
toad in the hole
hamur içinde pişirilmiş et
(Gıda) toad-in-the-hole
kendi suyuyla kısık ateşte pişirilmiş
braised
pişir
cooked

Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself. - Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.

My mother cooked the potatoes very well. - Annem patatesi çok iyi pişirdi.

suya kırılarak pişirilmiş yumurta
poached egg
sıcak suda pişirilmiş
poached
şarapla pişirilmiş av kuşu
salmi
şişte pişirilmiş ringa balığı
rollmop
التركية - التركية

تعريف pişirilmiş في التركية التركية القاموس.

alevde pişirilmiş
Flambe