Çinliler cana yakın bir millettir.
- The Chinese are a friendly people.
Almanlar tutumlu bir millettir.
- Germans are a frugal people.
Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.
- Jews are a people chosen by God.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
- The Americans are a democratic people.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Perdeyi kapa! Caddenin karşısındaki evde yaşayan adam bir röntgenci.
- Close the curtains! The guy living in the house across the street is a Peeping Tom.
O, Şu anda bakıyorsun. Sen röntgenliyorsun Tom dedi kızgınlıkla.
- Just now, you were looking. You Peeping Tom,she said angrily.
Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
- Some people in the world suffer from hunger.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.
- A crowd of people gathered around the speaker.
Yarış, bir milyona yakın bir kalabalık tarafından izlendi.
- The race was watched by a crowd of nearly a quarter of a million people.
Tom ünlü kişilerin taklitlerini yapar.
- Tom does impersonations of famous people.
Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.
- People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.
Tom gözetleme deliğinden dikizledi.
- Tom peeked out the peephole.
Tom gözetleme deliğinden baktı.
- Tom looked through the peephole.
Tom gözetleme deliğinden dikizledi.
- Tom peeked out the peephole.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
- We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
- No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Tom kapıdaki gözetleme deliğinden baktı.
- Tom looked through the peephole in the door.
Tom kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden baktı.
- Tom looked through the peephole before opening the door.
Hey my peeps, how are you doing?.
I don't want to hear a peep out of you!.