Tom önyargılı görünüyor.
- Tom seems to be biased.
O Hıristiyanlığa karşı önyargılı
- He's biased against Christianity.
Ann çilolataya düşkün.
- Ann is partial to chocolate.
Çikolatalı keke düşkündür.
- She is partial to chocolate cake.
Bu taraflı bir makale.
- This is a biased article.