Today is our day to shine.
- Bugün parlatmak için bizim günümüzdür.
Today is our day to shine.
- Bugün parlatmak için bizim günümüzdür.
My father polished his car till it shone.
- Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.
The stars shone in the sky.
- Yıldızlar gökyüzünde parladı.
She had her shoes shined.
- O, ayakkabılarını parlattı.
Give my shoes a good shine.
- Ayakkabılarımı iyice parlat.
Mary's eyes sparkled like diamonds.
- Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.
Her eyes sparkled like diamonds.
- Onun gözleri elmas gibi parladı.
The moon is shining brightly tonight.
- Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor.
That actress is the shining star in the company.
- O aktris şirketteki parlayan yıldızdır.
The logs flamed brightly.
- Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.