الإنجليزية - التركية
تعريف one who practices magic or sorcery في الإنجليزية التركية القاموس.
- sorcerer
- {i} büyücü
- magician
- {i} sihirbaz
Sihirbaz, kuşu görünür ve görünmez yaptı.
-The magician made birds appear and disappear.
Sihirbaz, seyircilerden bir gönüllü istedi.
-The magician asked for a volunteer from the audience.
- magician
- büyücü
Gerçekten bu adamın bir büyücü olduğuna inanıyor musun?
-Do you really believe that this guy is a magician?
Büyücünün hileleri bizi şaşırttı.
-The magician's tricks surprised us.
- necromancer
- sihirbaz
- necromancer
- olmuş kimselerin ruhunu çağırarak geleceğe ait bilgler edinen kimse
- magician
- {i} gözbağcı, hokkabaz
- necromancer
- {i} büyücü
- necromancer
- büyücü/ölü falcı
- necromancer
- {i} ruh çağıran falcı
- sorcerer
- {i} afsuncu
- sorcerer
- sorceressbüyücü kadın
- sorcerer
- sorcerybüyü
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف one who practices magic or sorcery في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- magician
- sorcerer
- wizard
- necromancer
- one who practices
- {n} practicer
المصطلحات ذات الصلة
one who practices magic or sorcery
الواصلة
one who practices mag·ic or sor·ce·ryالتركية النطق
hwʌn hu präktısız mäcîk ır sôrsıriالنطق
/ˈhwən ˈho͞o ˈpraktəsəz ˈmaʤək ər ˈsôrsərē/ /ˈhwʌn ˈhuː ˈpræktəsəz ˈmæʤɪk ɜr ˈsɔːrsɜriː/
Resimler
المفضلات