I didn't notice anything unusual.
- Olağan dışı bir şey fark etmedim.
I take it that's unusual.
- Sanırım o olağan dışı.
Mary is an extraordinary woman.
- Meri olağandışı bir kadın.
Tom is an extraordinary jumper.
- Tom olağandışı bir atlamacıdır.
Tom is pretty unusual.
- Tom oldukça olağandışı.
Tom had some very unusual experiences.
- Tom'un bazı çok olağandışı deneyimleri vardı.