It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
I cannot believe you did not see him then.
- O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
I was off duty at the time.
- Ben o zaman görevde değildim.
Tom claims he was drunk at the time.
- Tom o zaman sarhoş olduğunu iddia ediyor.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
I was cleaning my room for that time.
- Ben o zaman odamı temizliyordum.
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
I'll be six feet under by then.
- O zamana nalları dikmiş olurum.
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.